İnsanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaş olan II. Dünya Savaşı, takvimler 1 Eylül 1939’u gösterdiğinde Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesiyle başladı. Savaş öncesi Almanya ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği arasında imzalanan Saldırmazlık Paktı’nı ihlal eden Nazi Almanyası öncülüğündeki Mihver Devletleri, 22 Haziran 1941 günü savaş tarihinin en büyük harekâtı olan Barbarossa Harekâtı’nı başlattı. Harekât ile birlikte Doğu Cephesi açıldı ve Naziler 4.5 milyondan fazla asker ile Sovyetler Birliği topraklarını işgal etti. Böylece Sovyetler Birliği’nde Yurtseverlik Savaşı başlamış oldu.
22 Haziran 1941’den, 8 Mayıs 1945’e kadar yaklaşık 800.000 kadın Kızıl Ordu’da görev alarak, Nazilere karşı anayurdunu savundu. Cephe gerisinde üstlendikleri eğitim, sağlık hizmetleri, lojistik gibi görevler dışında savaşın en ön cephelerinde de kadınlar vardı. Savaş boyunca pilot, navigatör, keskin nişancı, bomba nişancısı, teknik uzman, silah uzmanı, yer personeli gibi görevlerde 7 bin 410 kadın Kızıl Ordu’da görev yaptı. Ayrıca 2 bin 117 kadın da yedek görev kadrolarındaydı.
Sovyetler Birliği’nin Yurtseverlik Savaşı sürerken, Naziler’e korku salan bir hava birliği vardı; Gece Cadıları…
Gece Cadıları, şimdi Sınıfının İnsanları’nda!
Ekim Devrimi ile birlikte zincilerini kıran proletaryanın iktidarı, aynı zamanda kapitalist sömürü düzeninin baskı altına aldığı kadınların yeniden doğuşu anlamına da geliyordu. Kadınların siyasal, toplumsal, sosyal ve ekonomik eşitliğini sağlamak Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin inşaa sürecinin öncelikli gündemlerinden biriydi.
Ekim Devrimi’nden sonra seçme ve seçilme hakkını elde eden kadınlar; çeşitli devlet ve yerel yönetim organlarında yer alarak, politik süreçlerde etkin bir rol üstlendiler.
Tüm yurttaşları için eğitimde eşitlik sağlayan Sovyetler Birliği, eğitimi ücretsiz ve zorunlu hale getirerek tüm çocuklarla birlikte, özellikle kız çocuklarının nitelikli eğitim alabilmesini sağladı.
Yüksek öğrenim alma hakkı verilen kadınlar akademisyen ve eğitmen olarak görev aldılar ve bilimsel ve sanatsal üretimin bir parçası haline geldiler. Mesleki ve teknik eğitim programlarına katılmaları teşvik edilen kadınlar alanlarında yetkinleşerek iş gücüne dahil oldular.
Evlilik ve boşanma hakkı genişletilen, doğum ve annelik hakları verilen, sosyal yardımlar sağlanan ve sosyal güvenlik hakları tanınan kadınlar; sadece hukuk önünde değil toplumsal yaşamda da eşit yurttaşlar olarak yer almaya başladılar. Aile içindeki rollerinin düzenlenmesi ile kadınların hem ekonomik hem de sosyal hayata katılımları sağlandı.
Eşit işe eşit ücret almalarını, eşit koşullarda çalışmalarını ve iş yerinde cinsiyet ayrımcılığına karşı korunmalarını sağlayan yasalarla kadınların çalışma hakları da güvence altına alındı.
Tüm bu siyasal, toplumsal, sosyal ve ekonomik süreçlerde ideolojik olarak bilinçlenen kadınlar sosyalizmin bayrağını daha da ileri taşıdılar.
Ve tabii ki Ekim Devrimi’nin kadınları Kızıl Ordu’da da cephe hattının en önünde görevler üstlendiler.
Sovyetler Birliği’nin işgal edilmesiyle başlayan Yurtseverlik Savaşı sırasında Sovyetler Birliği Halk Savunma Komiserliği’nde görevli olan Albay Marina Raskova, anayurdunu savunmak için orduya katılmak isteyen ülkenin dört bir yanındaki kadınlardan binlerce mektup alıyordu. Albay Marina Raskova, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği lideri Joseph Stalin’e bir dilekçe yazarak kadınların orduya alınması için çağrı yaptı. Sovyet Hava Kuvvetleri’ndeki ilk kadın navigatör ve eğitimci olan Albay Marina Raskova, kırdığı uluslararası havacılık mesafe rekoruyla Sovyetler Birliği Kahramanı ödülüne layık görülmüş önemli bir isim ve Stalin’in yakın dostuydu. Çağrı etkili oldu ve 8 Ekim 1941 tarihinde, Stalin’in 99 sayılı emriyle tamamı kadınlardan oluşan 586. Avcı Hava Alayı, 587. Bombardıman Hava Alayı ve 588. Gece Bombardıman Hava Alayı kuruldu. Böylece Sovyetler Birliği, kadın pilotları muharebe operasyonlarına resmen konuşlandıran ilk ülke oldu.
Gönüllü olarak orduya katılmak isteyen binlerce kadın arasından havacılık deneyimine sahip ve çoğunlukla üniversite öğrencisi olan, yaşları 17-26 arasında değişen bini aşkın kadın seçilerek Kızıl Ordu’ya kabul edildi.
588. Gece Bombardıman Alay’ına dahil olan kadınlar askeri eğitim almak için Stalingrad şehrinin kuzeyinde yer alan Engels kasabasındaki Engels Havacılık Eğitim Okulu’nda oldukça yoğun bir eğitim aldılar. Alay, normal şartlarda üç yıl sürecek bu eğitimi altı ay gibi kısa bir sürede tamamladı. Pilotluk, navigatörlük, teknisyenlik, makinistlik gibi tüm görevleri üstlenen ve tamamen kadınlardan oluşan bu alayın başına Binbaşı Yevdokiya Barshanskaya getirildi. Sovyet Hava Kuvvetleri’ne katılmadan önce İspanya İç Savaşı sırasında çatışmalarda uçan Binbaşı Yevdokiya Bershanskaya son derece yetenekli bir pilottu. Onun liderliğindeki 588. Gece Bombardıman Alayı, savaş sırasındaki gösterdikleri cesaret ve başarılarla çok sayıda ödül kazanan saygın bir birim haline geldi.
Bu alay, savaşın ilerleyen zamanlarında Almanlar’ın korkulu rüyası haline gelecek ve Naziler tarafından, “Gece Cadıları” olarak anılacaktı.
Savaşın ve tarihin seyrini değiştiren bu kadınların II. Dünya Savaşı sırasında gösterdiklerini kahramanlık hikayesine gelin biraz daha yakından bakalım.
8 Haziran 1942 gecesi ilk görevlerini başarıyla yerine getiren 588. Gece Bombardıman Alayı; 1927-1928’de üretilen, daha çok eğitim ve tarım amaçlı kullanım için tasarlanan, gövdesi ahşap, kanvas kumaş ve hafif metal malzemelerden üretilmiş, düşük uçuş hızına sahip Polikarpov Po-2 tipi çift kanatlı uçaklar kullanıyordu. Bu uçakların gövdeleri ve kanatları olanaklar elverdiğince sağlamlaştırılarak bombardıman uçaklarına, bir başka deyişle ölüm makinalarına dönüştürüldü. Gece Cadıları oldukça yavaş, açık kokpitli, korumasız bu uçaklarda düşmanla ve geceleri sıfır derecenin altına düşen dondurucu soğukla aynı anda savaştılar. Uçaklarında makineli silah, telsiz, radar ve radyo olmadan uçuyorlardı. Bunlar yerine konumlarını kendileri belirlemek için cetvel, kronometre, el feneri, kalem, harita ve pusula gibi araçlar kullanmak zorunda kaldılar. Düşük irtifada kullanılabilen bu uçakları, gerekli durumlarda uçaktan atlayarak terk edebiliyorlardı. Gece Cadıları, 1929 Cenevre Sözleşmesi’ni ihlal ederek, esir düşen askerleri doğrudan ölüm kamplarına gönderen Naziler’in eline geçmektense ölmeyi tercih ettiklerinden paraşüt kullanmıyorlardı. Bu sayede Po-2 uçaklarının 250 kilogramlık düşük bomba kapasitesini de artırmışlardı.
Bu eski uçakların bazı avantajlarından da bahsetmek gerek. Maksimum hızları Nazi uçaklarının durma hızından daha yavaş olan Po-2 uçaklarının düşman uçaklarından daha hızlı manevra yapabilmeleri, onları hedef almayı zorlaştırıyordu. Ayrıca çoğu yerden kolayca kalkış ve iniş yapabiliyorlardı.
588. Gece Bombardıman Alayı’na tarihi başarılarını getiren bir taktik kullanıyordu Gece Cadıları. Düşük irtifada uçmaları ve radyo kullanmamaları nedeniyle düşmanın radarları ve telsizlerine yakalanmıyorlardı. Bir pilot ve bir navigatörün görev aldığı iki kişilik Polikarpov Po-2 uçaklarını üçlü gruplar halinde uçuruyorlardı. Hedeflerine yaklaştıklarında iki uçak farklı yönlere doğru saparak, projektörleri ve silahları saldırı uçağından uzaklaştırıyordu. Navigatörün işareti ile motorunu rölantiye alan ve projektörlerini kapatan saldırı uçağı hedefe doğru sessizce süzülürken, Nazi askerleri kanatları ahşaptan yapılmış uçakları fark edemiyordu. Bu esnada saldırı uçağının navigatörü hedefleri ustalıkla vuruyordu. Gece Cadıları aynı rutini üç uçak tüm mühimmatını hedeflerine bırakana kadar tekrarlıyorlardı.
Uçaklar çok az yakıt alabiliyordu, bu nedenle çok kısa mesafelerde uçabiliyorlardı. Gece Cadıları her gece 10 saati bulan görev süreleri boyunca durmadan, dinlemeden 8 ila 18 arası sorti yaprak yakıt ve bomba ikmali gerçekleştiriyorlardı. 588. Gece Bombardıman Alayı’ndaki kadın pilotlar bir gecede ortalama 100–150 kilometre uçuş gerçekleştirerek, her gece ortalama 23 ton bombayla hedeflerini vuruyorlardı.
Uçakların kanatların altına asılan 300 kg’lık bomba yükü büyük bir hasar vermek için çoğu zaman yeterli olmuyordu. Zaten gece bombardıman uçaklarının amacı hasar vermek değildi. Düşmana karşı sürdürülen savaş aynı zamanda psikolojik bir savaş da olduğundan; Nazi askerlerini sürekli taciz etmek, uykusuz bırakmak ve dinlenme fırsatı vermeyerek yıpratmaktı asıl amaç. Bu yüzden 588. Gece Bombardıman Alayı, Naziler’in en büyük kabusuna dönüştüler.
Saldırıdan önce havada süzülen uçakların ahşap kanatlarından gelen uğultu sesini, cadı süpürgesi sesine benzeten Alman askerleri, gece bombardıman uçaklarının kadınlar tarafından uçurulduğunu öğrendikten sonra onlara tarihe geçecek ünlü isimlerini verdiler: Nachthexen – Gece Cadıları. Almanlar tarafından bir aşağılama olarak verilen bu ismi Gece Cadıları sahiplenerek, gururla taşıdılar.
Naziler, alacakaranlıkta Alman semalarında beliren bu kabusu Kızıl Ordu’nun faşizmi yenilgiye uğrattığı Zafer Günü’ne kadar görmeye devam edeceklerdi…
Gece Cadıları Naziler için öylesine büyük bir tehditti ki; onları vurup düşüren ya da ele geçiren Nazi askerlerine büyük ödül olarak “Demir Haç Nişanı” veriliyordu.
588. Gece Bombardıman Alayı’nda; 8 Haziran 1942 tarihindeki ilk görevlerinden, son uçuşları olan 4 Mayıs 1945 tarihine kadar 261 kadın görev yaptı. Gece Cadıları toplam 30 bin sorti gerçekleştirdi, 3 bin ton bomba attı ve 26 bin kilometre uçtular. Bu da her bir pilotun ortalama 1000 uçuş yaptığı anlamına geliyor. 22 Aralık 1944 tarihinde, tek bir gecede 324 bombalama uçuşu yapan Gece Cadıları tarihe geçen isimlerinin hakkını verdiklerini bir kez daha kanıtladılar.
Gece Cadıları savaş boyunca Nazilerin 12 tankını, 9 demiryolunu, 2 tren istasyonunu, 42 trenini, 176 zırhlı aracını havaya uçurdu, 17 köprüsünü yıktı, 36 mühimmat ve yakıt deposunu, 86 atış noktasını ve 11 projektörünü yok ettiler. Gece Cadıları toplam 23 Nazi askerini de esir aldılar.
II. Dünya Savaş sırasında Sovyet Hava Kuvvetleri’ndeki en çok madalya alan kadın birliği olan Gece Cadıları’ndan 24’üne Sovyetler Birliği Kahramanı ünvanı verildi.
Gece Cadıları’nın son uçuşlarını 4 Mayıs 1945’te gerçekleştirmesinden 3 gün sonra Almanya resmen teslim oldu. Anayurtlarını savundukları savaş sırasında 32 Gece Cadısı hayatını kaybetti.
Sınıfının İnsanları’nda Gece Cadıları’ndan birkaçının ismini anmadan geçmemiz mümkün değil.
Albay Marina Raskova, Sovyet Hava Kuvvetleri’ndeki ilk kadın navigatör ve başarılı bir pilottu. Ayrıca 1934 yılında Moskova Havacılık Kulübü ve Zhukovsky Hava Akademisi’nde ders vermeye başlayarak Sovyet Hava Kuvvetleri’ndeki ilk kadın eğitimci oldu. Pek çok uzun mesafe uçuşuyla rekorlar kırdı. Polina Osipenko ve Valentina Grizodubova ile birlikte 24-25 Eylül 1935’de gerçekleştirdikleri uzun mesafe uçuş ile uluslararası havacılıkta mesafe rekorunu kırdılar. Bu rekor sonrasında 2 Kasım 1938’de üç kadın da Sovyetler Birliği Kahramanı ödülü alarak, bu ödüle sahip olan ilk kadınlar oldular.
II. Dünya Savaşı sırasında Halk Savunma Komitesi’nde görevli olan Albay Marina Raskova sadece kadınlardan oluşan 3 havacılık alayı kurulmasına öncülük etti.
Ayrıca Albay Marina Raskova, 587. Bombardıman Alayı’nın komutanlığını da üstlendi.
Albay Marina Raskova ve tüm mürettebatı, 4 Ocak 1943’te gerçekleştirdikleri bir görev uçuşu esnasında zorunlu iniş yapmaya çalışırken uçağın düşmesi nedeniyle hayatlarını kaybettiler. II. Dünya Savaşı’nın ilk Sovyet devlet cenaze töreni Albay Marina Raskova için yapıldı. Külleri Kızıl Meydan’daki Kremlin Duvarı’na, Polina Osipenko’nun yanına gömüldü. Ölümünden sonra Vatanseverlik Savaşı Nişanı ile onurlandırılan Albay Marina Raskova, Sovyetler Birliği’nin en başarılı askeri eğitmenlerinden biri olarak anılmaktadır.
Gece Cadıları’nın efsane lideri Binbaşı Yevdokiya Bershanskaya, Gece Cadıları’nın örgütlenmesi ve eğitilmesinde önemli bir rol üstlendi. İspanya İç Savaşı sırasında çatışmalarda uçan Binbaşı Yevdokiya Bershanskaya Sovyet Hava Kuvvetleri’nin en deneyimli pilotlarından biriydi. Bunu başaran tek kadın olarak Suvorov Nişanı’nı ile onurlandırılan Binbaşı Yevdokiya Bershanskaya, ayrıca Vatanseverlik Savaşı Nişanı’na da sahip. Savaştan sonra Sovyet Hava Kuvvetleri’nde görev almaya devam ederek, yarbay rütbesine yükseldi.
En ünlü Gece Cadıları’ndan biri olarak kabul edilen Albay Nadezhda Popova, toplam 852 görev uçuşu yapan bir komutandı. Bir gece 18 kez uçtu, ki bu 588. Gece Bombardıman Alayı’nın rekoruydu. Ateş altındaki başarısıyla ünlenmişti Albay Nadezhda Popova. Bir görevden sonra uçağında 42 kurşun deliği ile geri döndü. Haritası ve kaskı da pek çok kurşun isabeti almıştı. Savaşta gösterdiği cesaret ve başarılar nedeniyle Sovyetler Birliği Kahramanı ödülüne layık görülenlerden biri de oydu.
Gece Cadıları’nın uçuş komutanı ve yardımcı filo komutanı olan Asteğmen Yevdokiya Nosal 1000’in üzerinde uçuş görevi gerçekleştirdi. Tehlikeli görevlerde uçmak için gönüllü oldu. 22 Nisan 1943’te çıktığı görev uçuşu sırasında bir Alman uçağı tarafından takip edilerek, yoğun uçaksavar ve topçu ateşiyle saldırıya uğradı. Kokpite giren patlayıcının şarapnel parçasının şakağına isabet etmesi nedeniyle hayatını kaybetti. Navigatörü Glafira Kashirina uçağın kontrolü ele geçirmeyi başardı ve uçağı güvenli bir şekilde varış noktasına indirdi. Ölümünden sonra Sovyetler Birliği Kahramanı unvanına layık görülen Asteğmen Yevdokiya Nosal, II. Dünya Savaşı sırasında bu ünvanla onurlandırılan ilk kadın pilot oldu.
Uçuş komutanı Üsteğmen Irina Sebrova ise 1.008 sortiyle Gece Cadıları’nın en çok uçuş gerçekleştiren üyesi oldu. Ayrıca 825 bombalama görevini başarıyla tamamlayan Üsteğmen Irina Sebrova, 23 Şubat 1945’te Sovyetler Birliği Kahramanı ödülüne layık görüldü.
Gece Cadıları’nın filo komutanı Yüzbaşı Olga Sanfirova 630 bombalama görevi gerçekleştirdi ve düşman hedeflerine 77 ton bomba attı. Savaştaki başarılarını nedeniyle Vatanseverlik Savaşı Nişanı ile ödüllendirildi. 1 Mayıs 1943’te, kendisi ve Yarbay Rufina Gasheva’nın uçurduğu uçak, Kırım’da Sovyet hatları üzerinde bir Alman savaş uçağı tarafından vuruldu, ancak ikisi de uçağı tahliye ederek hayatta kalmayı başardı ve iki gün sonra kurtarıldılar. 13 Aralık 1944’te Sanfirova ve Gasheva’nın uçurduğu uçak bir mayın tarlasının üzerinde tekrar düşürüldü. Uçağı tahliye etmeyi yine başardılar fakat Yüzbaşı Olga Sanfirova mayına basarak hayatını kaybetti. Yarbay Rufina Gasheva ise sağ kurtularak alaya geri döndü ve görevine devam etti. Yüzbaşı Olga Sanfirova ölümünden sonra Sovyetler Birliği Kahramanı ödülü ile onurlandırıldı. Bu unvanı alan ilk Tatar kadın oldu.
Ve daha niceleri… 261 Gece Cadısı Yurtseverlik Savaşı’nda gösterdikleri cesaret ve kahramanlıklarıyla tarihe adını yazdırdı.
Gece Cadıları, Moskova’da yapılan Zafer Günü kutlamalarındaki geçit törenine eski ve hasar almış uçaklarının tehlike yaratması nedeniyle maalesef katılamadılar.
588. Gece Bombardıman Alayı, II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden 6 ay sonra 46. Taman Muhafızları Gece Bombardıman Uçağı Havacılık Alayı’na dahil edilerek Sovyet Hava Kuvvetleri’ne hizmet etmeye devam etti.
Gece Cadıları’nın benzersiz başarısı; anayurtlarına olan bağlılıklarından, Sovyet kadınlarını gökyüzüne taşıyan devrime ve sosyalizme olan inançlarından ve onlara öncülük eden liderlikten kaynaklanıyordu.




