Kriz çağında yaşıyoruz. Yaşam standartlarının düştüğü koşullarda, giderek daha fazla insan bunun nedenini merak ediyor ve yavaş yavaş Marksizm’e geliyor. Güncel bilgiye ulaşma isteği, bu insanları çeşitli sol blog yazarlarının kuramı kendi konumlarından yorumlamaya çalıştıkları YouTube’a da getiriyor elbette. Böylesi içerikler açısından eleştirel yaklaşıma duyulan ihtiyaç, Marksist literatüre yönelmeyi kaçınılmaz kılıyor.
Bununla birlikte, kuramın amaca yönelik çalışması genellikle gelişigüzel yapılır. Hemen Marx’ın Anti-Dühring ve Kapital gibi eserleriyle veya Hegel’in “Mantık Bilimi” eserini okumaya başlamak, kişiyi ciddi hatalar yapma tehlikesiyle karşı karşıya bırakır. Bu çalışmalardaki materyalin karmaşık sunumu, öğrenme sürecini büyük ölçüde yavaşlatabilir, hatta çalışmaya devam etmekten vazgeçirebilir.
Bu nedenle, bugün, Marksizm’i nasıl doğru çalışabileceğimize ve hangi eserlerden başlamak gerektiğine yer vereceğiz.
Sovyet devletinin baştan sona bütün varoluş süreci, Marksizm’in burjuva düşüncesiyle, gerici eğilimlerle ve sapmalarla mücadelesi konusunda bize engin bir teorik ve pratik deneyimi mirası bıraktı.
Bu mücadelede işçiler için Marksist ideolojinin temel meselelerinin kapsamlı ve anlaşılır bir açıklamasıyla ders kitapları oluşturulmuştur. Bu kitaplar Sovyet teorisyenleri, parti çalışanları ve bazen de şahsen Joseph Stalin tarafından düzenlenmişti. SSCB’nin varlığını iki döneme ayırırsak, ilk döneminin ders kitapları, içeriklerindeki açık sınıf formülasyonu ve Marx’ın devrimci öğretileri doğrultusundaki ısrarlı çizgiyle kolaylıkla ikinci dönemden ayırt edilebilir. Bu kitaplar, Marksizmin fikirlerini halka yaymak, buradaki temel meseleleri basit ve net bir dille açıklamak için yazıldılar.
Böylesi bir çalışmanın başında Marksizm ve kökeni hakkında temel bir fikir veren eserlere yönelmek doğru olacaktır. Marx’ın öğretisinin temel yönleri ve bunların bilimsel komünizm sistemindeki düzenleri hakkında ortak bir anlayış olmadan, daha zor ve özellikli işlere girişmek hata olur.
Marksizm-Leninizm
Marx ve Engels, 1848’de, Avrupa’daki devrim sırasında işçilerin hareketliliği için “Komünist Parti Manifestosu”yu yazdılar. Manifesto, kapitalizmin gelişimini, proletarya ile burjuvazi arasındaki mücadelenin sınıfsal doğasını özlü bir biçimde anlatmaktaydı. Bu kitabın değeri zamanla daha da anlaşıldı ve Manifesto’nun son sözleri tüm dünyadaki komünistlerin sloganı haline geldi.
Marksizm’in temelleri üzerine eşit öneme sahip diğer bir eser de Friedrich Engels tarafından yazılan “Komünizmin İlkeleri”dir. Burada Engels, komünizmi, işçi sınıfının sermaye baskısından kurtulması hakkındaki tam teşekküllü ve tutarlı bir öğreti olarak soru-cevap biçiminde sunar. Çalışmasında, işçi sınıfının ekonomik temellerini ve ortaya çıkışı ile daha önce var olan sınıflardan farkını ortaya koyar.
Lenin tarafından 1914 yılının kasım ayında ansiklopedi maddesi olarak yazılan “Karl Marx” metni de dikkat çekicidir. Bu metin, bilimsel komünizmin büyük ismi Marx’ın hayatının belli başlı dönemlerini, hangi tarihsel bağlam içinde olgunlaştığını anlatarak Marksizmin temellerini, Marx’ın iktisat teorisini, sosyalizmin taktik sorularını ve doktrinini ortaya koymaktadır. Bu metinle bağlantılı olarak “Marksizmin Üç Kaynağı ve Üç Bileşeni” adlı eserinde, Lenin, kuramın ortaya çıkışını, bu kuramın o dönemde felsefe, ekonomi ve siyaset alanlarındaki en ileri kazanımlarla olan ilişkisini göstermektedir.
Bu eserler Ekim Devrimi’nden önceki Marksizm hakkında bir fikir vermektedir. Lenin’in Marksist kurama muazzam katkısı göz önüne aldığımızda, 1917’den sonra artık bir Marksizm-Leninizm’den bahsediyoruz.
Leninizme genel bir bakış, Stalin’in eserlerinde de verilmiştir. 1926’da kaleme alınan “Leninizm Meseleleri Üzerine” adlı çalışması Marksist-Leninist kuramın temel meselelerine ayrılmıştır. Bu meseleleri şöyle sıralayabiliriz: Proletarya devrimi, proletaryanın hâkimiyeti, işçi sınıfı ile köylünün birliği, proletaryanın iktidarında partinin rolü, dünya devrimi kuramı ve tek ülkede sosyalizmin inşası.
Stalin’in bu eseriyle yakından bağlantılı bir diğer eseri, “Leninizmin Temelleri”, 1924’te Sverdlovsk Üniversitesi’nde verdiği derslerden oluşmaktadır. Eserde Marksizm’in kilit noktaları da incelenmekle birlikte, aynı zamanda ulus sorununa, partinin taktiklerine ve çalışma tarzına da değinilmektedir.
Yukarıda sıralanmış eserler genel olarak Marksizm kuramını anlamamızı sağlar. Şimdi diyalektik materyalizm, Marksist ekonomi politik ve Lenin’in parti doktrini gibi daha dar alanlarla ilgili çeşitli çalışmalar sunacağız.
Diyalektik materyalizm
Diyalektik materyalizm çalışmalarına Stalin’in Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin Tarihi: Kısa Öğreti (b) için yazdığı “Diyalektik ve Tarihsel materyalizm” çalışmasıyla başlanması önerilir. Joseph Vissarionovich bu çalışmayla Marx, Engels ve Lenin’in diyalektik materyalizm doktrinine katkılarını devrimci pratikler temelinde özetler, diyalektiğin temel başlıklarını ve bunun işçi sınıfının mücadele pratiğine uygulamanın yollarını vurgular.
Daha ayrıntılı bir bakış, İngiliz komünist Maurice Cornfort’un üç ciltlik “Diyalektik Materyalizm” çalışmasında sunulmaktadır. Mao Zedong hakkındaki olumlu değerlendirmeler dışında, kitabın birinci ve ikinci ciltleri, Marx’ın öğretisinin altında yatan diyalektik materyalizmin en önemli ve temel hükümlerine hakim olmak için büyük değere sahiptir.
Mutlaka okunması gereken bölüm, felsefenin sınıf ve parti karakterini vurguladığı ilk cildin ilk bölümüdür. Sunumun dili basittir ve herhangi biri, eğitimi hangi düzeyde olursa olsun, okuduğunu kolayca anlayacaktır. Marksizm-Leninizm öğrencileri, böylece, dünyanın bilimsel ve materyalist bir resmini bütünlüklü olarak ve çok hızlı bir şekilde oluşturacak, çevrelerindeki gerçekliği tahlil etmek için diyalektik materyalizm yöntemini uygulamayı öğreneceklerdir. Bu da toplumsal hayata dair olguların sınıfsal esasını anlamayı öğrenecekleri anlamına gelir.
Ekonomipolitik
Ostrovityanov’un rehberliğinde kaleme alınan “Ekonomipolitik” adlı eserden kapitalizmin ve sosyalizmin ekonomik yasalarının işleyişine dair daha sistematik bir bakış öğrenilebilir. Bu ezer, kişiyi, temel eserlerin daha derin ve özel bir çalışmasına hazırlayacak ve modern kapitalizmin ekonomisinin çeşitli yönlerini tahlil etmenin temellerini öğretecektir.
Komünizmin somut hâliyle ilgilenenlerin, Lenin tarafından kaleme alınmış olan “Büyük Başlangıç” adlı çalışmasını incelemeleri önerilir. Eser, yeni sistemin özünü, sınıfların ortadan kaldırılmasını, komünist subbotnikler ile sosyalist ekonomide işgücü verimliliğini artırmanın ilk deneyimlerini ele almaktadır.
Komünizm ve Parti
Sosyalizm nasıl inşa edilir? Marksizm’de devlet doktrini en önemli konulardan biridir. Lenin’in Ekim Devrimi arifesinde yazdığı “Devlet ve Devrim”, devletin özünü bir sınıfın diğerine baskı mekanizması olarak en doğru şekilde tanımlar. Lenin bu çalışmasında, Marx ve Engels’in devlet hakkındaki görüşlerinin nasıl geliştiğini gösterir ve devlet sorununun Marksizmin temel meselelerinden biri olduğunu vurgular.
Vladimir Lenin, toplumun sınıfsal karakteri ile devletin ilişkisini tahlil etti, sosyalist devrim ve proletarya iktidarının devamlılığını ve kaçınılmazlığını gösterdi, proleter devlet ve proleter demokrasinin özünü ve görevlerini ortaya koydu, sosyalizmin ve komünizmin Marksist doktrinini geliştirerek, ilgili diğer başlıkları vurguladı.
Komünistler iktidara gelebilir ve sosyalizmi ancak birlikte hareket ederek inşa edebilirler. Örgüt Marksist kuramda özel bir yer tutar. Örgütün ne olması gerektiği ve nasıl oluşturulacağı, Lenin’in Marksist işçi partisi mücadelesinde olağanüstü bir rol oynayan “Nereden Başlamalı?” ve “Ne Yapmalı?” adlı eserlerinde ayrıntılı olarak tahlil edilir. Lenin, eserlerinde, Karl Marx ve Friedrich Engels’in “işçi sınıfı hareketinin yol göstericisi ve örgütlü gücü olarak parti” hakkındaki fikirlerini yeni tarihsel durumla ilişkili biçimde kanıtlayıp geliştirmiş, proleter devrimin partisi olan yeni bir parti doktrininin temellerini geliştirmiştir.
Ayrıca sınıf mücadelesinin şiddetlenmesi döneminde “Devrimimizde Proletaryanın Görevleri” kitapçığı, partinin taktik ve strateji konularına atfedilmiştir. Bu kitapçık, o dönemde gerçekleşen Şubat Devrimi’nin sınıfsal karakterini ortaya koymakta, Bolşeviklerin istikrarsız ve değişken olan çeşitli güçler karşısındaki konumunu açıkça ortaya koymaktadır.
Büyük Ekim Devrimi’nin bu eserde ortaya konan on ilkesi, bir asır sonra bile politik durumla ilgili olarak ileri görüşlüğü, sadeliği, düşünce açıklığı ve ikna gücüyle hayrete düşürüyor. Bu on ilke, Bolşevik Parti’ye ve Rusya proletaryasına burjuva devriminin sosyalist devrime geçişi için bir mücadele planı verdi.
Komünist Parti’nin inşası ve taktikleriyle ilgilenenler, Stalin tarafından onaylanan ve 1938’de yayınlanan “Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin (Bolşevikler) Tarihi: Kısa Öğreti” ders kitabına kesinlikle bakmalıdır. Kitabın ikinci bölümünde marksistlerin parti kurma konusundaki tutumunun kısa bir özeti yer alıyor, diğer bölümlerde Marksizmden sapma ve revizyonun özü ve tehlikesi ortaya konarken tarihsel ve diyalektik materyalizmin ilkeleri ele alınıyor, Marksizm-Leninizmin temelleri aktarılıyor.
Son
Bu çalışmaların incelenmesi, Marksist kuramın daha derin ve daha ciddi bir şekilde incelenmesini sağlayacaktır. Bu kitaplardan elde edilen temel bilgiler, Marx ve Lenin’in çok yönlü öğretilerine özünü eğilmemizi ve doğru anlamamızı sağlayacaktır.
Ancak Marksizm kuramının incelenmesi pratikten ayrılamaz. Pratik, teori olmadan kör olduğu kadar, teori de pratik olmadan ölüdür. Bu bozulan birliğin yeniden kurulması modern Marksistlerin önceliklerinden biridir ve bu görev kişisel olarak Marsizme merak salan birinin omuzlarına yüklenebilecek bir ağırlık değildir.
Marksizm üzerine eserler içeren kitapları okumak pratik bir sonuç veremez. Hayat, bu bilgiyi diğer insanlara aktarmayı, cehalet ve önyargı prangalarını kırmalarına yardımcı olmayı gerektirir.
Bu ancak Marksizm-Leninizm’de sağlam bir konum alan insanların örgütlenmesiyle mümkündür. Uygulama, bize, dünya devrimci hareketinin zengin deneyiminden ders çıkarmanın ve modern kapitalizm koşullarında işçilerin kurtuluşu için etkili ve doğru bir eylem programı formüle etmenin tek yolunun bu olduğunu göstermektedir.
Bu eserlerin anlamını, Marx’ın öğretisinin mantığını ve özünü gerçekten anlayan kişi, böyle bir örgütlenme yaratmak da o kişinin tarihe karşı görevidir.